Hiç şüphesiz bebekler hayatın verdiği en büyük mucizelerden biri. Herkesin bildiği gibi iki doğum şekli vardır; normal doğum ve sezaryen. Gelin sezaryan doğum neymiş inceleyelim.
Kaynak: https://www.historyextra.com/period/g…
Başlamadan önce sezaryen doğum ismini nereden alıyor ve Jül Sezar ile gerçekten bir bağlantısı var mı bakalım.
Aslında çoğunluğun tahmin ettiğinin aksine, sezaryen doğumun geçmişi, antik çağlara kadar dayanıyor.
Yaşanan ölüm vakaları göz önüne alındığında, Ortaçağ’da sezaryen, neredeyse tamamen ölümcül bir operasyon olarak görülüyordu.
17. ve 18. yüzyılda tıp alanındaki gelişmelerle doğru orantılı olarak sezaryen doğumun başarılı bir şekilde gerçekleştirilme olasılığı da arttı.
19. yüzyılın ortalarına gelindiğinde ise sezaryen doğum günümüzün aksine hala sadece acil durum müdahalesi olarak kullanılıyordu.
20. yüzyılın başlarına gelindiğinde, planlanmış sezaryen doğumlar yavaş yavaş daha yaygın hale geldi.
20. yüzyılın ortalarından itibaren ise elektronik fetal izleme gibi teknolojilerin gelişmesi, annenin ve bebeğin durumunun daha yakından takip edilmesini sağladı.
21. yüzyıla gelindiğinde ise estetik kaygılar da sezaryen doğumun tercih edilmesinde etkili oldu.
Günümüzde, birçok ülkede sezaryen doğum oranları artmış durumda.
Bugün tıbbi gereklilikler doğrultusunda yapılan sezaryen doğumlar annenin ve bebeğin sağlığı için hayati öneme sahip.
Turkuvaz Medya Grubu ve Gastronomi Turizm Derneği iş birliğiyle düzenlenen Gastroshow, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla 30 Mayıs 2024, Perşembe günü başlıyor.
Ailesi tarafından hakkında kayıp başvurusu yapılan 42 yaşındaki Türk ve Alman vatandaşı N.G’nin kayınbiraderleri tarafından öldürüldükten sonra cesedinin parçalara ayrılarak yakıldığı ortaya çıktı.