“Geri dönüşüm kapasitemizle atık ithalatı en aza indirilebilir”
5 mins read

“Geri dönüşüm kapasitemizle atık ithalatı en aza indirilebilir”

Döngüsel ekonomiye geçişin yanı sıra iklim kriziyle mücadelenin daha etkin bir şekilde yürütülmesi gerekliliği günümüzde dünya genelinde kabul görüyor. Ürünlerin en az atık oluşacak şekilde üretilmesi, tekrar kullanılması, geri dönüşümü ile kaynak israfının önlenmesi temel bir hedef olarak ülkelerin gündeminde ilk sıralarda yer alıyor.

Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) Genel Sekreteri Mete İmer, Türkiye’nin büyük bir nüfusa sahip olduğunu hatırlatarak, “Sanayinin hammadde gereksinimi haline gelen geri dönüştürülebilir atıklarımızı toplayıp değerlendirebildiğimiz takdirde, ülkemizdeki geri dönüşüm kapasitesini atık ithalatını en aza indirecek şekilde kullanabiliriz” dedi.

“Atık yönetiminde üreticinin sorumluluğu da var”

Özellikle tüketim ürünleri ve bunların ambalajlarının atıklarının 30 yıl öncesine kadar bertaraf edilmesi gereken malzemeler olarak görüldüğünü söyleyen Mete İmer, günümüzdeki bakışı şöyle özetledi: “Döngüsel ekonomi bağlamında geri dönüşüm konusunun önemi çok daha farklı bir boyuta geldi. Bu konuda özellikle AB, kaynak israfını önlemek ve sürdürülebilir kalkınmayı güvence altına alabilmek için kapsamlı bir AB Döngüsel Ekonomi Paketi hazırladı.

Burada hammaddelerin temininden üretim süreçlerine, atık yönetim süreçlerinden atık olmaktan çıkma, dayanıklılık ve onarılabilirlik gibi farklı kriterlere, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) ilkelerinden mali teşviklere kadar çok çeşitli konular yer alıyor.” Geri dönüşüm süreçlerinde atık yönetimi, sorumlu üretim ve sorumlu tüketim konularının odağında yer alan GÜS modeli üzerinde özellikle durulduğunu vurgulayan Mete İmer, “Elbette üreticinin sorumluluğu da var ve özellikle ambalajlı ürün üreticileri, bu sorumluluğu ciddiyetle sahiplenmektedir.

Hane halklarından çıkan tüketim sonrası ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması, geri dönüştürülmesi konusunda dünyanın geliştirmiş olduğu finansal ve yönetsel çözümlerden birisi GÜS sistemleridir. GÜS, üreticinin ürünle ilgili sorumluluğunu, tüketim sonrası evreye genişlettiği bir çevre politikasıdır” dedi.

“GÜS modeli yeniden hayata geçirilmeli”

Mete İmer, geri dönüşüm sektörüne atık tedarik eden tüketim sonrası değerlendirilebilir atıkları kaynağında ayrı toplama sistemleri ile ilgili altyapının ülkemizde kurulması ve işletilmesi en önemli konu olduğunu söyledi. İmer sözlerine şöyle devam etti: “Dünya genelinde kullanılan ve özellikle döngüsel ekonomiye geçişle önemi çok daha fazla artan GÜS modeli, ülkemizde de 3-4 yıl öncesine dek uygulandı, ancak sonrasında terk edildi. 2020 yılından itibaren ambalaj ve diğer atıklar için ekonomik işletmeler Hazine ve Maliye Bakanlığı’na GEKAP ödüyorlar.

Oysa GÜS, doğası gereği bir vergi değildir. Sistem değişikliği sonrasında belediyelerin tüketim sonrası değerlendirilebilir atıkları kaynağında ayrı toplama uygulamalarında kopukluklar yaşanabiliyor. GÜS modelinin, ülkemizde finansal bir model olarak atıkların kaynağında toplanması için kullanılabilecek verimli bir yöntem olduğunun altını özellikle çizmek gerekir.

Elbette bu çözüm, denetim, yaptırım, teşvik ve farkındalık çalışmalarıyla desteklenmelidir. Dünyada ve özellikle Avrupa’da döngüsel ekonomiye geçişle birlikte önemi daha da artan, ülkemizde 15 yıl başarıyla uygulanıp sonra terk edilen GÜS modelinin yeniden uygulamaya konulması için 2022 yılında oluşturduğumuz Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Çalışma Grubumuz ile pilot projeler ve çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”

GETAM sürdürülebilirlik taahhütlerini bilimsel verilerle destekleyecek

Şirketlerin gerçekle bağdaşmayan sürdürülebilirlik iddialarının dünya literatürüne “yeşil aklama” (green washing) olarak girdiğini söyleyen Mete İmer, bununla mücadele etmek için ÇEVKO’nun çalışmalarını söyle paylaştı: “Ülkemizde bir ilk olarak vakfımız ve Yıldız Teknik Üniversitesi ortaklığında kurulan Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi (GETAM) şirketlere sürdürülebilirlik taahhüt ve iddialarını bilimsel verilerle destekleme olanağı sunuyor.

Dünya genelinde özellikle plastik konusunda, belirlenen hedefler sonucunda ve sürdürülebilirlik kaygısıyla, ekonomik işletmeler geri dönüştürülebilirlik, bir ürün içindeki geri dönüştürülmüş malzeme miktarının belirlenmesi, biyobozunurluk gibi yeni test ve analizlere gereksinim duymaya başladı. GETAM’ın ülkemizde geri dönüşüm alanındaki araştırmageliştirme çalışmaları, akademik bilgi birikiminin sağlanması ve sanayinin gereksinimlerinin karşılanması bakımından yenilikçi, çevre ile daha dost ürünlerin geliştirilmesine katkı sağlayacağını öngörüyoruz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir